Genel Anestezinin Etki Mekanizmasi

Genel Anestezinin Etki Mekanizmaları

Anestezik ilaçların farmakolojik ola­rak spesifik yapıda olmayışı, etkilerinin SSS dışındaki organlarda da gözlenme­si, kesin agonist veya antagonistlerinin bulunmayışı temel mekanizmanın orta­ya konmasını zorlaştırmaktadır. Mak-roskobik açıdan baktığımızda; bahsedi­len etkilerin oluştuğu bölgelerin başlıca serebral korteks, beyin sapı (özellikle retiküler aktive edici sistem) ve medulla spinalis olduğu düşünülmektedir. Anes­tezik ilaçlar, özellikle inhalasyon anes-tezikleri etkilerini esas olarak nöronal membran üzerinde gösterirler. Hücresel ve moleküler düzeyde meydana gelen bu değişiklikler SSS'de nöronal trans­misyonu etkilemektedir. Aksonal ve sinaptik alandaki bu değişikliklerin SSS'ndeki yoğun iletişim ağı yardımıy­la kortekse kadar ulaştırıldığı bilinmek­tedir. Bu veriler sonucunda günümüz­de anesteziklerin etki mekanizmaları ile ilgili araştırmalar artık mikroskopik dü­zeyde, özellikle sinaptik transmisyon ve intrasellüler değişiklikler üzerinde yo­ğunluk kazanmıştır.

Mikroskobik açıdan ele aldığımızda; anestezikler, sinaptik fonksiyonu etkile­yerek nörotransmiter salınımını ve si­naptik kanallardaki iyon akımını değiş­tirmektedirler. Eksitatör (uyarıcı özel­likteki) sinaptik transmisyonun bir bölümünü baskılamakta ve inhibitör (baskılayıcı özellikteki) sinaptik trans­misyonun bir bölümünü uyarmaktadır­lar. Ancak bu etkinin ortaya çıkışında presinaptik ve postsinaptik aktivitenin rolü henüz tam belirlenememiştir. Ayrı­ca hücreiçi bazı mekanizmalar (örn; int­rasellüler kalsiyum gibi) da etkinin or­taya çıkışında rol oynamaktadır.

Moleküler açıdan baktığımızda; hüc­re membranındaki etkileşme ile ilgili iki önemli teori dikkati çekmektedir. Geç­miş yüzyılın başında Meyer ve Overton yağda erirliğin anestezik güç ile ilişkili olduğunu saptamışlar (Overton-Meyer kuralı) ve lipofılik anesteziklerin hücre­lerin lipit membranlarını etkileyerek bu tabloyu oluşturduklarını savunmuşlar­dır.

Lipit Teorileri

Anesteziklerin, iki lipit tabakasından oluşan hücre membranında çözündükle­rini ve membranda belli bir konsantras­yona ulaştıklarında anestezik etkiyi oluşturduklarını ifade eder. Daha sonra­ları bu teorinin modifıye edilmesi ile aşırı volüm teorisi ve kritik volüm hi­potezi geliştirilmiştir. Membranın fizi-kokimyasal özelliğindeki değişiklikler, protein yapıları da indirekt olarak etkilemektedir. Ayrıca anestezik ilacın amfıpatik özelliğinin lipofılik özelliğin­den daha etkin olduğu ve anestezik etkinin ortaya çıktığı yerde hem polar hem de nonpolar özelliğin bulunmasının gerekli olduğu savunulmuştur.

Protein Teorileri

Anestezikler iyon kanalları veya modülatör proteinler gibi proteinlere direkt olarak bağlanarak fonksiyonlarını olumsuz yönde etkileyebilirler. Bu durum nörotransmitere bağlanma veya yapısal değişikliğe uğrama yeteneğini değiştirir. Ayrıca yukarıda bahsedilen protein yapılarla indirekt etkileşimin de benzer sonuçlara neden olabileceği ileri sürülmektedir.

Anestezik maddenin hücre membranı özelliklerinde karmaşaya neden oldu­ğu bilinmektedir (Membrane pertubati-on). Bu karmaşadan hem lipit hem de protein yapılar etkilenmektedir. Ancak eldeki bilgiler anestezik etkinin oluşma­sında proteinlerin daha önemli bir mo­leküler hedef olduğunu düşündürmekte­dir.

Birçok komponenti ve geniş bir spektrumu olan genel anestezi, tek bir ilaçla oluşturulsa bile bu durumu tek bir farmakolojik etki ile tanımlamak olası değildir. Günümüzde karmaşık bir yapı­ya sahip anestezik etkinin, artık aynı moleküler bölgede değil, farklı bölge­lerde oluştuğu (multipl etki yeri modeli) kesinlik kazanmıştır.

Genel Anestezi Nedir

Genel Anestezi Nedir

Genel anestezi, basit olarak davranış ve algılamada oluşan geçici değişiklik­ler şeklinde tanımlanmaktadır. Verilen ilaçların etkisiyle yaşamsal fonksiyon­larda önemli bir değişiklik oluşmadan, santral sinir sisteminde (SSS) yukarıdan aşağıya doğru, düzensiz şekilde ilerle­yen bir depresyon tablosu izlenir. Bu depresyon tablosunun ortaya çıkışında sırasıyla; kortikal ve psişik merkezler, subkortikal merkezler, bazal ganglion-lar ve serebellum, spinal kord ve son olarak medüller merkezler etkilenir. Genel Anestezi Riskleri

Nörolojik fonksiyondaki bu geçici deği­şiklikler farklı komponentlerden oluş­maktadır. Bunlar;

bilinç kaybı,
duyu kaybı,
amnezi,
analjezi,
hareketsizlik

cerrahi uyarıya karşı oluşan otonomik ve somatosensoriyel reflekslerin baskılanmasıdır.
Anestezi sözcüğü duyarsızlık veya hissizlik anlamına gelmektedir. An olumsuzluk eki ve duyu, his anlamına gelen estezi sözcüğünün birleşmesi ile oluşmuştur. Amnezi hatırlamama, unut­ma; analjezi ise ağrıya duyarsızlık, ağrı-sızlık durumunu tanımlamaktadır.

Yüzelli yıllık geçmişi, yaygın kulla­nımı ve yapılan araştırmalara rağmen anesteziklerin etki mekanizmaları hala tam olarak bilinmemektedir. Anestezik etkinin farklı komponentleri, ilaçların SSS'nin farklı bölgelerinde, değişik me­kanizmalar yoluyla oluşan, spesifik et­kileri sonucu ortaya çıkmaktadır. Genel anestezinin etki mekanizmasını açıkla­yan pek çok teori olmakla birlikte, gü­nümüzde bunlardan bazılarının sadece tarihsel önemi kalmıştır.

Genel Anestezi Anasayfa

Genel Anestezi

Genel Anestezinin Etki Mekanizmaları

Genel Anestezinin Evreleri ve Klinik Bulguları

Genel Anestezi Yöntemleri

Genel Anestezi Uygulaması

Anestezi Öncesi Hazırlık ve Anestezi İndüksiyonu

Genel Anestezikler

İnhalasyon Anestezikleri

Azot Protoksit (Nitroz oksit, N20)

Ksenon Nedir

Halotan

Enfluran

İzofluran

İntravenöz Anestezikler

Benzodiazepin

Opioidler

Propofol

Ketamin

Nöromusküler İleti ve Kas Gevşetici İlaçlar

Kas Gevşetici İlaçlar ve İsimleri

Perioperatif İlaç Etkileşimleri

Nöromusküler Monitorizasyon

Sinir Stimülasyonu

Preoperatif Değerlendirmede

Anestezi Havayolu Değerlendirilmesi

Yüz Maskeleri

El Ventilatörü

Laringeal Maske

Endotrakeal Tüp

Laringoskoplar

Endotrakeal Entübasyon

Nazotrakeal Entübasyon

Monitorizasyon

Anestezi Komplikasyonları

Kan ve Kan Ürünleri

Kardiyopulmoner Resusitasyon