Oksijen Yetersizliği

Patlama, yanma yüzünden tüketilen oksijen

Bazı patlamalarda ani ölümlerin sebeple­rinden biri de, oksijenin ani yanması ve ta­mamen yok olmasıdır. Özellikle mağaralarda çıkan yangınlarda, kazazedeler, yanmadan önce oksijen eksikliğinden ölür.

Bu olayı kolayca kanıtlayabilirsiniz: Bir fanus altında, yanan bir mumla bırakılan bir fare, çok çabuk ölür. Çünkü mumun alevi kı­sa sürede fanusun içindeki bütün atmosferi tüketir.
Çevredeki havada oksijen yokluğu, sar­hoşluğa benzeyen bir durum yaratır. Kişi, bu­nun bilincine varamadan kendisini kaybeder. Daha sonra komaya girip, kalp durmasıyla ölür.

Soluk Tıkanmaları ve Tedavisi

Soluk tıkanmaları

Solunan havada oksijen yetersizliği
Yoğunluksuz atmosfer


Deniz düzeyinde, yani 0 seviyede, çevre­deki havada 980 milibarlık bir atmosfer ba­sıncında yüzde 20 oranında oksijen bulunur. Yüksek seviyelerde, atmosfer basıncı düşer, oksijen oranı da yetersiz hale gelir. Bu koşul­larda yaşayabilmek için, solunan karışımda­ki oksijen oranını artırmak gerekir. Bu nedenle uçaklarda ve dağcıların tırmanışların­da oksijen maskeleri kullanılmaktadır.

Daha da yükseklere tırmanıldığında, nor­mal bir hava basıncı sağlamak gerekir. Stra­tosfer tabakasında uçan ya da uzaya giden uçak ve uzay araçlarında bu sistem uygula­nır.

Kapalı ortamda solunum

Kapalı bir ortamda solumak gerekiyorsa, oksijen oranı giderek azalırken, karbonik gaz oranı da aynı şekilde artar. Ortamdaki hava­da oksijen tükenince, soluk tıkanımı başlar.

Hareketsiz halde bir insan, dakikada yak­laşık çeyrek litre oksijen tüketir. Kapalı bir ortamda kalan insanların sayısı ne kadar çok-sa, elbette solunum tıkanıklığı olasılığı da o oranda yüksektir.


Göçük altında kalanlar, oyun oynarken dolaba, sandığa ya da buzdolabına kapanıp kalan çocuklar ve su üstüne çıkamayan de­nizaltı mürettebatı, hava yenilenmediğinden ölürler.

Solunum Bozuklukları ve Tedavisi

Solunum bozuklukları

Solunum Bozukluğu, insanoğlunun yaşayabilmesi için, hücrelerin havadaki oksijeni alıp, içlerindeki kar­bonik gazı atmaları gerekir. Bu süreç aksarsa, solunum zorlukları ve tehlikeler ortaya çı­kar. Aksamaya, çevredeki havada oksijen eksikliği, solunum yollarının tıkanması, akciğerlere havanın kötü gelişi ya da havanın kan tarafından taşınmasının durması neden olabilir. Hücre çalışmaz hale gelince, birkaç dakika içinde ölüm gelip çatabilir. Bu ne­denle çok çabuk davranmak gerekir. Birkaç basit ve tehlikesiz davranış, ölümü önleyebi­lir ve doktorun yetişmesine fırsat hazırlayabilir.

Solunum İnsanoğlunun solunum sistemi
Hücrenin solunumu


Her hücre, yaşayabilmek için çevre­sindeki oksijeni tüketir. Eğer oksijen hüc­reye giremezse ve hücre içindeki karbonik gazı atamazsa, soluk tıkanımı ve hücrenin ölümü gelip çatar. Bu konuda en çabuk etkilenen hücreler, beyin hüc­releridir. Üç dakikada ölürler.

İnsanoğlunda oksijen (O2), çevredeki havadan hücrelere kadar taşınmak zorunda­dır. Karbonik gaz (CO2) da, dışarı atılmak için aksi yönde hareket eder. Çevreyle hücre arasında doğrudan alışveriş, imkânsızdır. Bu taşımayı gerçekleştirmek için, iki sistem, bir­birini izler:

Akciğerlerdeki havalandırma

Havayı alıp verme gibi birbirini izleyen bir ha­reketle, bu havalandırma akciğerlerdeki ha­vanın yenilenmesini sağlar. Soluk alma sırasında, oksijen yüklü hava akciğerlere gi­rer. Soluk verme sırasında da karbonik gaz yüklü hava dışarı atılır. Bu alışveriş, akciğerlerin zarlarında gerçekleşir.

Kan dolaşımı, Kan dolaşımı bozukluğu

Bu sistem oksijenin akciğer zarından hücreye, karbonik gazın da hücreden dışarıya kadar taşınmasını sağlar. İnsanoğlunda bu taşıma sistemindeki her tür­lü duraklama, aksama, hücrenin soluk tıka-nımıyla ölümüne sebep olur. Solunum tehlikesi bundan doğar.